AK Partili Yöneticiler arasında yapılan yoklama da 'Binali Yıldırım' ismi öne çıktı. Gözler ise bir sonra ki adım olan Milletvekilleri, Kadın ve Gençlik Kolları MKYK'ları, Merkez Disiplin, Siyasi Etik ve Parti İçi Demokrasi Hakem Kurulu Üyeleriyle yapılacak olan yoklamaya çevrildi. 
AK Partide yaşanan gelişme Türkiye gündemini bir anda değiştirirken, Davutoğlu’nun Genel Başkanlık görevini bırakma kararı almasının ardından alınan Olağanüstü Genel Kurul Kararı öncesi yapılan yoklama sonucunda büyük çoğunluk Binali Yıldırım'ın ismini yazdı.
AK Parti'de 81 ilin yöneticileri arasında Genel Başkanlık konusunda yoklama yapıldı. 329 kişinin katıldığı toplantıda "Genel Başkan olarak kimi görmek istiyorsunuz?" diye soruldu. Büyük çoğunluk Binali Yıldırım'ın ismini yazdı. Bu sürecin sonunda da 22 Mayısta yapılacak olan Olağanüstü Genel Kurulda Ak Parti’ye yeni Genel Başkan seçilecek ve seçilen bu Genel Başkan Başbakanlık koltuğuna oturacak. Yaklaşık iki saat süren toplantı sonucunda teşkilat mensuplarının eğilimi genel olarak Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım oldu. Kaynaklar, Yıldırım'ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ı da bazı partililerin genel başkan adayı olarak yazdıkları ancak bunlarının sayısının Yıldırım'ın gerisinde kaldığı belirtti. AK Parti'de geleneksel temayül yoklaması Salı günü yapılacak Milletvekilleri, Kadın ve Gençlik Kolları MKYK'ları, Merkez Disiplin, Siyasi Etik ve Parti İçi Demokrasi Hakem Kurulu üyeleriyle devam edecek. Bunlar bilinen gelişmeler…
Ama ben buraya gelinen noktalarda yapılan yanlışlardan bahsetmek istiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında iplerin kopmasına neden olan gelişmeleri  Yüce Divan Krizi, Hakan Fidan Krizi, Liste Krizi,  Koalisyon Krizi, Kabine Krizi, Başkanlık Krizi,  Anayasa Süreci,  Şeffaflık Krizi, Dokunulmazlık Fezlekeleri, Çözüm Krizi, Terörün Tanımı, Vatandaşlık Krizi,  Bürokrat Krizi, Akademisyen Krizi, Dündar-Gül Krizi  gibi  nedenleri sıralayabiliriz. Ama iplerin koptuğu gelişme ise  Genel Başkanın yetkilerinin gizli bir yöntemle alınan imzalar sonucunda Merkez Karar Yürütme Kurulu’na devri  konusunda oldu. 
Benim eleştirim de bu noktada. Ak Parti 14 yıldır Türkiye’nin kaderini yönetiyor. Beğenseniz de beğenmeseniz de Ak Parti bu ülkeyi yönetiyor. Doğruları çok olsa da yanlışları da azımsanmayacak kadar var. Son olarak Başbakan Davutoğlu’nun yetkilerinin elinden alınması ise Ak Parti’ye hiç yakışmadı. Hiç etik olmadı. Evet, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu arasında gerginlik yaşanabilir. Bu doğal karşılanabilir. Ama Başbakanın yetkisinin alınması doğru değil. Doğru olan Başbakan Davutoğlu’nu Erdoğan çağırır ve “Seninle çalışmak istemiyorum” şeklinde olmalıydı. Benim merak ettiğim konu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasında hangi anlaşmazlık yaşandı ki böyle etik dışı bir davranışla görevden uzaklaştırılması oldu. İki kader arkadaşı arasında konuşup yollarını pek açık ayırabilirdi. Demek ki bizim tahminlerimizin de ötesinde büyük sorun var ki böyle el altından gizli işler çevrilmiş. En büyük tahminin Dokunulmazlık konusu. Bu konuda muhalefet  yargılanmayan eski bakanlar hakkında hükümeti köşeye sıkıştırmaya  başlamıştı. Davutoğlu da şeffaflıktan ve milletten yana tavır alınca, bu konu ipin koptuğu nokta oldu. Hayırlısı olsun… Bundan sonra herkes kendi yoluna bakacak. 
Ak Parti’de kriz yaşansa da bu krizi Türkiye’ye yaşatmadı. Ak Parti’den ayrılan çoğu kimse giderayak partisini bombalamıştı. Bülent Arınç, Abdullatif Şener, Erkan Mumcu, İdris Naim Şahin gibi…
Ama Davutoğlu hoca kimliğine ve karakterine uygun davrandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tek kötü söz bile sarf etmedi… Doğru olanı  yaptı…
Genel Merkez ve Erdoğan’da doğru olanı yapmalıydı ve yüzüne karşı birlikte çalışmak istenmediği söylenmeli o da sağlık gibi nedenlerle bu görevi bırakmalıydı şahsi fikrim.
Bundan sonra ne mi? Olur dersiniz? 
Olağanüstü Genel Kurul toplanacak ve yeni Genel Başkan seçilecek. Davutoğlu istifasını verecek ve yeni Başbakan göreve başlayacak. Binali Yıldırım ağır bassa da siyasetin 24 saati belli olmaz o nedenle kim olur onu bilmem ama kimin olmaması gerektiğini biliyorum. Bu kadar tartışmalı  bir ortamda Cumhurbaşkanının damadı olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak kesinlikle olmaz. Neden mi zaten listeye ilk girdiğinden itibaren tartışmalı olan bu isim Başbakanlık koltuğuna oturursa Ak Parti kendi kuyusunu kazmış olur. Vatandaşlar arasında geçen siyasi konuşmalar da bu yönde… Elbette yetenekli olabilir, eğitimli olabilir vs güzel hasletlere sahip olabilir ama o Cumhurbaşkanının damadı. Türk tarihinde damatların yönetiminde neler yaşandığını herkes biliyor. Zaten tartışmaların baş odağındaki Erdoğan ailesinden birisinin Başbakanlık koltuğuna oturacak olması Ak parti tabanında da kesinlikle büyük kırılmalara neden olur. Böyle bir hatayı yapan Ak Parti’de bir daha durumu toparlayamaz ve tarihin tozlu raflarındaki yerini alır. 
Bu anlaşıldı zannedersem ki Enerji Bakanı Berat Albayrak ile ilgili yeni bir iddia daha ortaya atıldı. İddiaya göre iki AK Partili yetkili Berat Albayrak'ın yeni kabinede Mehmet Şimşek'in yerine geleceğini söyledi.