Engelli değiliz, farklıyız… Sadece bir kromozom eksiğimiz var

Sevgili Down Sendromlu kardeşim…

Sizlerde 47 kromozom varken Rabbim bizi bir kromozom eksik yaratmış. Sizdeki 47 kromozoma karşılık biz bir kromozom eksiğimizle “hayatta biz de varız” demeye çalışıyoruz.

Sizi tepeden tırnağa sevgiyle donatan “47. sevgi kromozomu” bizde yok. Bu yüzden sizin kadar sevemiyoruz. Sizin o engin hoşgörünüze de sahip değiliz. Birbirimize karşı da sizlere karşı da anlayışlı olamıyoruz.

Bir kromozom eksiğimize rağmen herkes bizim gibi olsun istiyoruz. İnsanları olduğu gibi kabullenme konusunda sıkıntımız var. Farklılıkları kabullenmek yerine hemen onları suçluyor ve yargılıyoruz.

Olur olmaz şeylere sinirleniyor, kırıp döküyoruz. Çoğu zaman özür dilemeyi de bilmiyoruz. Kırdığımız kalpleri tamir etmek konusunda oldukça isteksiz durumdayız.

Birinin canı yandığında üzülmek yerine “oh olsun” diyoruz. Ve birinin canını yaktığımızda onun çığlıklarına kulaklarımızı kapatıyoruz.

Savaşlar, kavgalar, isyanlar, cinayetler, tecavüzler hep bizim yüzümüzden çıkıyor ama biz buna rağmen hep başkalarını suçluyoruz. Kavga etmek için hep bir bahane arıyoruz. 

Hiç sevemiyoruz dersem kendimize haksızlık etmiş olurum. Seviyoruz ama, bencilce seviyoruz. Sizin gibi karşılıksız sevmeyi bilmiyoruz mesela. 

Özde değil, sözde seviyoruz sadece…

Çabuk küsüyor, zor barışıyoruz. Kırıyoruz, kırılıyoruz ama ne affetmeyi biliyoruz ne af dilemeyi bilmiyoruz…

Kime arkamızı döneceğimizi de şaşırdık. Yüzüne baktıklarımız arkasını döndüğünde farklı düşünüyor, farklı konuşuyoruz. Belki bu yüzden sırtımızdan vurulma korkusu yaşıyoruz sürekli.

Dedikodu yapıyor, insanları aşağılıyor, iki kişi bir araya gelince hemen üçüncü kişileri çekiştirmeye başlıyoruz. 

Dostlarımızı bize en çok ihtiyaç duydukları bir zamanda yalnız bırakabiliyoruz. 

Şu “iyi gün dostu” “kötü gün dostu” ayırımı da bizim yüzümüzden çıktı zaten. Biz sizler gibi iyi günde de kötü günde de dost olmayı beceremiyoruz.

Sayımız sizden fazla. Bu yüzden “normal” olan bizmişiz gibi davranıyoruz. Bunun bir haksızlık olduğunu biliyorum aslında.

Sizinle paylaştığımız bu dünyayı yaşanmaz hale getiren -1 kromozom sahibi olan bizleriz. Sizin sayınız bizden fazla olsaydı eminim dünya daha yaşanabilir bir yer olurdu.

Neyse…

Size, bizim gibi olmayan herkese ve kendi çocuklarımıza yaşanması zor bir dünya bıraktığımız için özür dilerim….



Bu arada, biliyor musun?

Gerçek dostlar kromozom saymaz.

Senden bir kromozom eksiğim var diye beni sevmeyecek misin?

NOT: Bu yazıya Kahramanmaraş Down Sendromu Derenği'ni ziyaretmizden sonra kızım Şevval Nur'un aşağıda paylaşacağım yazısı ilham oldu. Kızıma o güzel yüreği için teşekkür ediyorum... İşte Kızım Şevval Nur'un Down Sendromlular için yazdığı o yazısı: 

"... Onlardaki 47. Sevgi kromozomu bende 47. Bir hüzün kromozomu oluşturmuştu adeta. İçim ağlıyor, yüzüm gülüyor. Tek fazlalıkları bizden daha çok sevmekse engelli olan biziz. Her gün onlarca belki de yüzlerce insanı üzen bizler normal, her şeyi herkesi seven, asla kötülük düşünmeyen onlar mı engelli? Yavaş yavaş gözlerim buğulanıyor. Aralarından biri gözyaşlarımı sildi.  Keşke onlardaki sevgi bizde olsaydı da bu kadar çok kavga katliam olmasaydı. Onların küçük dünyası sadece sevgi barındırırken bizim kocaman dünyamız neden kin ve nefret barındırıyor...?"